18 Kasım 2008 Salı

kumral Ada, mavi Alper...

"karda donmak üzeresin, oysa uyumak tatlı geliyor. ama sen aslında öldüğünün farkında değilsin."

düzenlidir benim hayatım. evim, yaşadıklarım. sıradışılıklar yok değil tabi ama sınırlı. öyle ruhunu özgür bırakanlardan olmadım hiç, olamadım. oysa isterdim bazen nerde akşam orda sabah yaşantıları, boşvermişliği. belki de ondandır birkaç saat öncesinde gözümün önünden geçenler, yüreğimin orta yerine değdi.
ben hiç çok iyi yemek yapan bir erkek tanımadım, hiç kostüm tasarımcısı bir arkadaşım olmadı, eşimle evlenmeden önce birlikte yaşamadık... ben böyleyken, tek bir ortak noktam oldu o filmde gördüklerimden yüreğimin böylesine coşmasına sebep... AŞK...o güçlü, darmadağın, o içten, tutkulu, korkutan, çocuklaştıran, hani o durduran, kısıtlayan, heran bayram coşkusu yaşatan AŞK'tı ISSIZ ADAM filminde böylesine uçurum kenarı tipleri birbirine kenetleyen, darmaduman eden ve çok yabancısı olduğum bu hayatın sanki bir parçasıymışım gibi hissettiren...
son zamanlarda hakkında harika yorumlar okuduğum ama büyüsü bozulmasın diye fragmanını bile görmeden gittim ISSIZ ADAM filmini izlemeye birkaç saat önce. ve şuan içimde kelebekler uçuşuyor, karnımda hafif bir sızı, kalbim ağzımda atıyor. bir aşk nasıl bu kadar göklere çıkarıp ve nasıl aynı hızla yere atar insanı çok iyi bilirim. hani hep öpüp hem ısırmak vardır yaa hani hem yarabandı hem yaradır... işte filmdeki böyle bir aşk...
çağan ırmak'ı şaşıfelek çıkmazı dizisinden beri takip ediyorum ve çektiği tüm film ve dizilerin en sadık izleyicisiyim. her işi layığıyla yapıp, mütevaziliğinden asla ödün vermeyen nev-i şahsına münhasır ender bir kişiliktir bence... yine konuşturmuş aklındaki tilkileri, iyi de etmiş bence...

benim gibi hayatındaki tüm kararları duygularıyla almış, sulu zırtlak, alıngan bir sevgi kelebeği bu film için ancak şunu söyleyebilir... gittim, gördüm, daldım, kayboldum, film müzikleriyle sarhoş oldum, güldüm, zaman zaman utandım ama en çok ağladım, ağladım, ağladım...

şiddetle tavsiye olunur...

sevgilerimle...

2 yorum:

duygu dedi ki...

bu yazıyı yazalı birkaç saat oldu,, uyudum, uyandım ve ağzımdan çıkan ilk sözcük... "anlamazsın anlamazsın...." diye başlıyıp devam eden eski bir şarkı ve hiç Fransızca bilmememe rağmen tamamen uydurarak "södo lövaviii" falan filan diye salladığım "une belle historie" şarkısı...
bunlar nerden mi çıktı??? ahhh çağan ırmak Allah seni çok yaşatsın emi...

Cocukla Cocuk dedi ki...

o şarkıların etkisi film uzun süre gitmeyeceğe benziyor üzerimizden. Çok sevdim bu filmi.