21 Ağustos 2012 Salı

bana sadece iç organları benziyor...

tipten alakasızız biliyorum ama o kadar "ben"ki şapşallık konusunda...
bazen hırsımdan ağzının ortasına banyo terliğiyle vurasım geliyor :)






2 işi tatil yapınca hep böyle kafa fotoğrafları çıkıyor ortaya idare et artık...
yazın detayı yakında geliyor...

13 Ağustos 2012 Pazartesi

bir masalın içine düşebilmek...

bir lunapark'ın ahengine kapılıp yürümek vardı hayatta. öyle ışıl ışıl sadece ve kocaman bir yürek çarpıntısıyla...
bazı sorular yerle bir etmese beni, bazı dileklerinin hiç gerçekleşmeyeceğini söyleyebilsem O'na, belki daha kolay olurdu seçtiğim hayatı sadece mutluluk ile yaşayabilmek...
O, boyu küçük aklı büyük bir kız olmasaydı, kolaylıkla kandırabilirdim mesela... nede olsa elleri kayboluyor hala avuçlarımda.
Ama bu kolay olan ve ben kolayı sevmem biliyorsun...

hiçbir zaman aklımdan geçmedi O'nu sorduğu sorular karşısında savsaklamak ama son zamanlarda keşke bu kadar gerçekçi olmasına izin vermeseydim diyebiliyorum, serde kıyamamak var...

her sabah edilen şükürler baki ama bir sabah farklı uyanmak da var dileklerim arasında...
ve o sabah... benden istediği, içinde "u" vitamini olan bir kahvaltı hazırlamak olabilir. biz mesela harikalar diyarına düşmüş, etrafına korku ve merakla bakan iki kız çocuğu olabiliriz, mantar evimizden çıkıp kabarık eteklerimizle yollarda "dağdan gelecek bir kız döne döneeee" diye şarkı söyleyerek dünyayı zerre kadar umursamayarak, ormanın bir ucundaki sevdiklerimizi görmeye gidebiliriz. yolda limonata çeşmesinde duraklayıp içimizi serinletir, puantiyeli örtümüzü yere serdiğimiz gibi üzerine marşmelov boca edilmiş kurabiyelerle karnımızı doyurabiliriz.

çok mu masal oldu...
olsun zaten istediğim mutlu bitmesiydi ve bu da belki ancak masal uydurarak olur...
yargılama beni sakın, bazen dünya üzerinde bildiğim tek rengin pembe olmasını istemem, suç olmamalı... evet biliyorum, bir yerlerde kötü ruhlar var ve olaylar her zaman istediğimiz gibi gitmez...
ne var yani biraz "olmayan"ı boca etsem....

okuduğum kitaplar, izlediğim filmler gibi olmadığını hayatın farkındayım... zora gelince sıkılsamda eşşek gibi yaşıyorum işte hepsini... kaçmak yok...
ama böylesi de güzel olmazmıydı azıcık...
ben birgün mesela kibritçi kız ile karşılaşmışım...
tamam tamam sustum :)




7 Ağustos 2012 Salı

bir kelime seslendirdim...

bir proje için seslendirdiğim tek bir kelime, yerle bir etti beni...
hayatımın geri kalanında tekrar ağzımdan çıkar mı bilemediğim bir kelime...
"gebeyim"...

6 Ağustos 2012 Pazartesi

kısa kısa bildiriyorum!

tatilim çoktan bitti.
mercimeğin tatile de öyle, kavuştuk sayılmaz ama...
malum iş-güç, anane Karadeniz'in serin havasını terkedemeyip henüz dönmeyince, mercimek babannede kalıyor...
bana yine hüsran, bana yine hasret var...
roller değişti, annem dönene kadar mercimeği haftasonu alıyorum, haftaiçi yalnızım :(

amaaaa tatilde bu güzelliğe bakarak uyandım her sabah, bu evin arka penceresinden...
ve bu denize girdim serin serin...



sonra... bir köpek doğurttum, tam 6 tane yavru verdi bize "cesur" kızım. benim doğurttuklarımı, döndükten sonra kızım büyüttü...



şimdi ananeye emanetler...
Derin, kendini onlara baktığı için "anne" sanıyor...
anladım ki bizim genlerimize kodlanmış annelik dürtüsü...






diğer taraftan ayakları bile büyümüş bir kızım var artık... yokluğumda 5 yaş attığını ve artık çubuk kraker gibi boya gitmesi nedeniyle kucağıma sığmadığını bildiririm canım blog...

haftaiçi yalnızlıktan pestil gibi evin bütün koltuklarına seriyorum bedenimi ve beslenemiyorum..
meğer ben sofra denen ritüeli insan sayısı ile özdeşleştiriyormuşum.
tek başına sofra mı kurulur allaaasen? yemiyorum bişi. sadece meyve, bu nedenle 3 kilo oldum! beğenilmiyorum.






Saçma sapan hayat koşturmacasında, yine bildik hayallere daldım. kaçıp gidicem bu şehirden!
bu kez işi birkaç adım ilerletip ev-iş falan baktım kendime seçtiğim şehir için.
kararlı sayılırım!

uzun zaman yazmayınca fotoğraf düzenlemesi de zor oluyor. gelişigüzel yerleştirdim...
şimdilik bu kadar, cehennem topuna dönmüş bu şehirde ancak bu kadar yazabiliyorum, kısa zamanda görüşmek ümidi ile...
öpücük xoxo :)