19 Şubat 2013 Salı

bunu yaptığım için kızmaz umarım...

Sevgili günlük,
senle ilk günüm bugün.
sana anlatcaklarım çok artık okumayı yazmayı öğrendik.
bugün sana ne yazacağımı bilmiyorum.
(17 şubat pazar)


















ÖZEL OLAN
bugün çok mutluydum.
sabah annem ve anneannem çok mutlu ettiler beni.
bugün çok eylendik
(18 şubat pazartesi)


kızım...
içimin magması...

bide günlüğü var artık,
hadi hayırlısı...

3 Şubat 2013 Pazar

biliyorum aslında sen değilsin muhattabım...

çünkü ben bazen kime ne yazacağımı bilemiyorum. kendi kendime konuşuyorum çoğu zaman, bağırıp çağırıyor, öfkemi döküyorum. ama sen değilsin aslında kızdığım.
belki hayatın bana sundukları, sunmadıkları, sunar gibi yapıp vermedikleri veya aslında hiç vermeyecek oldukları...
mutluyum ya ben aslında, şikayete hakkım yok gibi geliyor bazen. şükrediyorum da sıkça..
yine de...
neyin hayalini kurduysam geldi önüme bir bir... bin şükür.
sanırım hayal kurarken daha özenli olmalıyım :)
kızım, annem, kardeşim, geri kalan geniş ailem...
hepsi birbirine girmiş durumda.
kalbim...
sanki bir seçim yapmak zorundayım ve kapana kısılmış gibi hissediyorum kendimi.
kendi telaşım yanında başka kimsenin yükünü istemiyorum hayatımda. bu bencillik sayılmasa keşke.
beklemek zor...
bilememek daha da zor.
kızımın elleri geliyor aklıma, ömrümün geri kalanını onun ellerine bakarak geçirebilirim.
ve gözlerine...
ve burnuna...
konuşurken yüzünün aldığı şekillere...
en büyük korkum kızım bu hayatta. sanırım yaşadığım hayatın ve kızıma yaşattıklarımın etkisi, öyle suçlu hissediyorum ki kendimi O'na karşı...
bazen kendine güveni yerlerde oluyor, itiraz etmesi gereken yerde sessiz kalışı, tepkileri, kabullenişleri...
biliyorum hiçbir zaman tam anlamıyla iyi olmayacak...
bilebilsem içinde kopan fırtınaları, bana söylediği, yazdığı kelimenin aslında gerçek anlamda ne ifade ettiğini.
belki hepsi benim vesvesem...
o iyi bir çocuk. gelişimi normal... duyarlı...
sorgulaması da duygusal zekasından... ama öyle kanatıyor ki bazen.
keşke beynim ve kalbim bazen tatile çıksa.
keşke bazen ben kızımı alıp bizi kimsenin tanımadığı başka yerlere gidebilsek...
inceleseler beynimi hep bir kaçış noktası aradığımı görecekler.
birine, bir yere, bir ana ait hissedememek kendini. kötü!
sorgulamak!
ben iyi biri değilim çoğu zaman.
iyi biri olmak istediğim için tüm bu çırpınışlar..
çünkü iyi olunca ne yağacağını bilir insan, ya kötü ise..
o zaman korkar,
kendinden bile...