20 Aralık 2012 Perşembe

hızlandırılmış yazı!

geçen sabah kahvaltı masasında duran şurubunu,
-ök-sü-rük şu-ru-bu
diye tane tane okuyunca, şurubun kızı iyileştirip beni yerle bir edeceğini elbette tahmin etmemiştim.

hayatımızda güzel bir dönem başladı. artık her bir tabela bir keşif bizim için.
günün sürprizleri var ya, artık hepsi öyle anlamlı ki...

aralık ayını seviyorum...
ayın ilk günü ile başlıyor sevincim, dünyaya gözlerimi açışım ve 25 yıl 18 gün sonra kızımı kollarıma alışım...
o mercimeğin büyüyüp ilk cümlesini okuması...
yılın son ama benim ömrümün ilk ayı, aralık..
ne çok teşekkürüm var sana.

yeni yıl telaşı sarmadı bizi hala. ağacımızı galiba kurmuyoruz bu sene. onun yerine ışıkları, düdükleri boynumuza taktık, çarşamba pazarı karmaşasında geçiyor günlerimiz.

derinimo'nun doğrumgününü bu haftasonu kutlamayı planlarken, ailemin sevdiğim üyeleri bir sürpriz ile evimize doluştular, birden kendimi pastanın etrafında dilek dileyen kızımı ağlayarak izlerken buldum...
derin, mumu üfledikten sonra, boynuma atlayıp bacaklarını belime doladı ve yüzünü boynuma gömdü...
çok mutluyum diye ağlamaya başladı.
acaba gerçekten sevdiği insanlarla birlikte olduğu için mi mutluydu yoksa sevdiği insanlar arasında babası olmadığı için mi hüzünlüydü, bilemedim, soramadım, cesaret edemedim.
haftasonu babasıyla kaldı, babannesiyle de kutlamışlar doğumgününü... çok sarsıldım duyunca.
çünkü biz boşandıktan sonra da, baba ve babanne bizimle olabilsin diye doğumgününü evde değil de dışarıda kutlamıştık geçen sene... aynı özveriyi görememek, üzücü..


 2.kutlamasını kapımıza pastanın mumları ve maytapları yanık halde bırakılıp, zile basıp kaçan 2 canavar sayesinde yaptık... serap ve emre... bu ikilinin kalbimizdeki yeri, "iyiki"lerle dolu...

hayatımda annemin varlığına ettiğim duanın ölçüsü tavan yaptı yılın bu döneminde. başımın üstünde gezdirsem yeri. iyice ağlak bi kadın oldum çıktım.
geçen hafta bir toplantı için 4 gün Antalya'da kaldım. günün sürprizleri kartlarını gitmeden hazır etmiştim, her sabah annem çantasına koymuş mercimeğin. gün içinde yaptığımız konuşmalarda sesinden duyduğum coşku, binlerce şükür vesilesi..


yaşıyorum kendimce... öyle mutlu, huzurlu, dolu dolu... bu hayattan payıma düşen sevdiklerim yanımda...
Allah'ım ben de seni çok seviyorum...

not : evet yine sarı oldum :)



19 Aralık 2012 Çarşamba

bir yere kaybolmadım/k

bu aralar...
çünkü'lü cümleler kurup, neden ile başlayan sorular soruyor bana...
hayatı öğretiyorum...
canım sıkılana kadar yaşıyorum.
bide seviyorum ki sorma...
kalbim ağzımda...
ahh kızım!
ters düz ettin beni yine.

iyiyiz biz, soranlara selam olsun...

18 Aralık 2012 Salı

sen var olduğun için dünya böylesine güzel...


bir bebek doğduğunda bir anne de doğarmış...

6 sene önce bugün doğduk biz...

sen; o günden beri hayatımın aitlik eki,

en uzun olmasını istediğim cümlemin yüklemi,

en anlamlı sıfatımsın...

gelişinle aydınlattığın dünyam, göz kamaştırıcı...

iyiki doğdun mercimeğim...

not : bu yazı bir ritüel, buradan başlangıçla...