8 Haziran 2008 Pazar

evimin saçları dağılmış, çorabının bir teki kayıp...















İtiraf ediyorum...Ben temiz bir dağınığım. Evde bir çöp parçası bulunmaz ama eşyalar hiçbir zaman olması gerektiği yerde değildir. Şikayetçimiyim ??? HAYIR!!!



Ama sanki blender setimin bir parçasını mutfak dolabında değilde, meleğimin oyun çadırında bulmak bazen beni yormuyor değil. Kaçıncı denememde orda bulduğumu sormayın. Çünkü bu zihnimin oyunlarıyla sıralaması değişen bir cevap. Mesela bugün... Aklımın bir karış havada, işimin çok, enerjiminse -28 olduğu bir gündü. Ve aramaya üşenip meleğimle oyun oynamaya daldığımda buldum mikserimin çırpıcısını (tabi çadırın içinde), hazır bulmuşken hadi bari bir muhallebi yapıyım dedim ve bu sırada ele avuca sığmayan kızımın aklımdan geçenleri bilmeden kendince su içmeye çalışması neticesinde kırdığı bardağı toplamaya başlamam ve çırpıcıyı unutup yine kızımla oyun olmaya dalmamla tezahür eden bir zamansızlık içindeydim. Günün sonunda şöyle bir durup etrafa baktığımda - evin muhtelif köşelerindeki oyuncakları saymazsak- çırpıcı mutfak tezgahının üzerinde unutulmuş -bu da bir gelişme- ama bardak kırılana kadar geçen sürede de muhallebi malzemeleri tezgaha dizilmiş durumdaydı. Yani özetle bir kırık bardağımız, malzemeleri olduğu halde bir türlü borcamın içine girememiş olan muhallebimiz var. Yaa herşeyi ben mi yapmak zorundayım. Sizi güzelce dizmişim oraya yumurta, şeker, un ve diğer arkadaşlar... bir kere de kendi kendinize karışsanız, bende övünsem kendimle... çok mu zor yani bu istediğim.
Aklımdan geçenlerle, ortaya çıkarttıklarım birbirini tutsa SÜPER ANNE olmamam için hiçbir sebep yok yani...
Genelde evimin dağınıklığıdır benim düzenim. Bir eşyanın olmaması gereken yer aslında onun mekanı olmuştur Derin'den (biricik kızım) sonra. Olsun... o eşyanın oraya gelmiş olması ifade etmez mi yaşanmışlığı...
Bu evde bir afacan olduğunu anlarsınız hemen. Kapıda sizi pembe bir çorap teki karşılar, az ilerde tencere-tava ikilisi... Ve siz ailedenseniz eğer yüzünüzde hoş bir gülümsemeyle karşılarsınız bu manzarayı, mazur görürsünüz saçı-başı dağınık beni...
Bu evde bir afacan vardır, tüm enerjisini kinetik enerjiye çevirip annesini darmaduman eden...
Ve bir anne vardır bu evde... Dağınıklıktan mutlu, bebek kokusuyla doyan... Ve o annedir ki; hiçbir zaman demez "ortalık biraz dağınık, kusura bakmayın" diye. Ortalığı dağıtandan alır tüm yaşam sevincini...
Ve her an şükreder...

Sevgilerimle...


Not : Bu da bugünkü hiçbir işi tamamlayamayışımın avuntusu olsun... :)

Hiç yorum yok: