14 Aralık 2008 Pazar

hastasıyım kulaklarının...

ten teması ve bir tek kulak... uyumak için olmazsa olmazımız... derin'den bahsediyorum. bebekliğinden beri yüzünü yüzüme gömmeyi, tenimi hissetmeyi çok seviyor. aslında sadece benim tenim değil, kiminleyse ona dokunmayı, yüzünü yüzüne değdirmeyi çok seviyor küçük kedim benim...
uyumaya çalışırken konuşur konuşur (anne yemek bitti dimii, aaakışşşş derin'e; çocuklar pat pat koştu, koooktum; yağmur yağdı çat çat hiiii koooktum...vs.) konuşur konuşur.... sonra sarılır yüzünü yüzüme değdirir, ben yüzümü onun yüzüyle yastığı arasındaki sıcaklığa sokarım (ne müthiş bir kokudur o bebek kokusu) bir elini hemen uzatır kulağıma ve tıs tıs uyumaya başlar. böyle küt diye uyur. çünkü konuşurken tüm enerjisi bitmiştir. ama ayinimiz kulağa dokunmadan tamamlanmaz.
geçenlerde bir akraba ziyaretinde anlattım uyku seansımızı. eleştirildim... :( çocuk alışmasınmış öyle uyumaya, kendi kendine uyursa ben çok sorun yaşamazmışım... ( bu arada derin 6 aylıkken kendi odasında yatmaya başladı. ve halaa uyuduktan sonra kendi yatağına yatırırım. uyanınca sadece "anneee" diye seslenir ve koşar adım yanına varırım) çocuğunu uyutmanın bir anne için ne tür bir sorun teşkil edeceğini anlayamadan dinledim. ve kocaman itiraz ettim... annelik nedir ki??? çocuğunla ilgilenmeyeceksen, onu dinlemeyeceksen, yemeğini özveriyle yedirip, evcilik oynamayacaksan ne yapacaksın bir anne olarak... yakınımda bir arkadaşımın çocuğuyla hiç oyun oynamadığını, çocuğunu yalnız oynamaya alıştırdığını duyduğumda şoka girmiştim. iyi de sen öğretmezsen, çocuk oynamayı nasıl öğrenecek. mesela çocuğun geometrik şekillerden oluşan oyuncağı var ama hangi parça hangi deliğe gelecek bilmiyor. renklerinden haberi yok. hayvanları tanımıyor... elinde kalem hababam karalama yapıyor... kimbilir iç dünyasında neler yaşıyor... bu değil annelik... sonra, çocuğu ayağında sallayarak uyutuyor. evet bu yöntem çok yaygın olarak uygulansa da en çok eleştirdiğim de bu... çocuğu sersemleştiriyorsun ve sonra da bu uyutmak oluyor... çocuğunla konuşarak, ninni söyleyerek eğer biraz daha büyümüşse masal anlatarak uyutmanın hazzını hiç aldılar mı acaba? sanmıyorum... çocuk uyusunda azıcık kafamı dinliyim diyen anneler maalesef o kadar çokki... ve bir de yemek mevzusu var... benim kızım öyle tombiş bir çocuk değil... ve 15 aylık olana kadar da çiğnemeyi bilmiyordu. hiç blender kullanmadığım halde pütürlü yiyecekleri çıkarıyordu. ve hatta 3 ana, 2 ara öğün olmak üzere 5 öğünü her yedirmemde çıkardığını ve tekrar hazırladığımı bilirim. sonra bir gün artık sinirlerim iyice gerilmişti... karar verdim... o çıkarmaya çalıştıkça oyunla, oyalayacak herhangi bir şeyle yemesine ısrar ettim. yemedi, bıraktım... öğününü geçirdim. nasılsa yiyecekti. çiğnemeyi öğrensin diye sakız çiğnettim ona... sık sık sakız verdim... yine yemek zamanında yemeyince bıraktım... derin biraz kilo kaybetse de ben kazandım. aslında bu benim değil onun kazancıydı... çünkü yemek yemeyi bilmiyordu. ve bunun hazzından haberi yoktu. birbirimize zaman tanıdık, artık açlığı, tokluğu , susamayı biliyor. evet öyle hapur hupur yiyip her bulduğunu ağzına sokan tadını merak eden bir çocuk değil ama neyi nasıl yemesi gerektiğini biliyor. acıkınca susayınca söylüyor. arkadaşımın çocuğu 4 yaşına yeni girdi. ve kahvaltı dahil her yemeği çorba kıvamında yiyiyor. ve hayat annesi için işkence halini almış. her yeni gün, yeni yemek kavgaları demek... hal böyle olunca da çocuğuna bir kardeş fikri telaffuz bile edilmiyor evlerinde. ve asosyal bir hayat yaşadıkları için bir bezginlik var üzerinde. tabi çocuk normal olarak yemek yemediği için dışarı çıkmak için hazırlanmaları en az 2 saat sürüyor. öyle "hadi yaa hepimiz toplandık siz de gelin" demeler onları daha da bunalıma sokuyor... şimdi ben düşünüyorum... eğer rahatına biraz düşkünsen, içinde sonsuz bir insan sevgisi hele hele çocuk sevgisi yoksa, sabırsızsan, çok titizsen çocuk yapmak için 2,3 hatta 4 kez düşüneceksin ki iyi bir anne olasın... "halı kirlenmiş, yemek dökülmüş, oyuncaklar her tarafa dağılmış, aaa şu topuklu çizmeler ne güzelmiş, yeni aldığım şu mini eteğimi de hiç giyemedim" leri bir süreliğine bir kenara bırakacaksın... evet pekala şıkır şıkır giyinip çocuk da bakabilirsin o zaman lekeli bir gömlek veya eteği sökülmüş bir elbiseyi kullanmayı göze alıcaksın :) annelik rahatlık ister. bu yazdıklarımı onaylamayanlar olabilir (gerçi çok fazla okuyucum yok ama olsun) ama genel olarak çocuk 3 yaşına gelene kadar annelik böyle bişi.
bu konuya bayramlarda yaptığım akraba ziyaretlerinde derin'in hareketleri ve konuşma tarzıyla takdir toplamasından, herkesin elini adet olduğunu bilerek hiç sıkılmadan öpmesinden kazandığı "aferin"ler ve buna rağmen az ama sağlıklı yemekler yemesinden aldığım tepkiler neticesinde yazıyorum. kilolu çocuk sağlıklı çocuk demek değildir. ben bunu bilir bunu söylerim. ve bir çocuk öööyle ayağında 5 dakika sallayıp uyutulmaz. gittiğimiz yerlerden derin'in düzenini bozmamak için uyku saatinde önce evde olduğumuz veya kalmamız gerektiğinde yanına yatıp en az yarım saatte tekrar insanların yanına döndüğümde sorulan soruların cevabı ve yorumlar bana bunları yazdırdı. ve ohhh be yazdımda rahatladım.
tabiki eleştirilere açığım. derinin bebekliğinde mesela gaz sorunu için büyüklerime danıştım hep anane yöntemleri kullandım. kendimde mikrobik bi durum olmadığı sürece ilaç kullanmadığım için kızımda da buna yakın yöntemleri denedim. alması gereken vitaminler hariç hiçbişi kullanmadım. alternatif tıp ilgi alanım ve en önemlisi enerjiye çok inananlardanım. derin bebekken çok dinledim büyüklerimi hala da dinliyorum ama hepsini uyguladığım söylenemez. herşeyi biliyorum havasında da değilim ama çocukla "ilgilenmenin" hemen hemen her kapıyı açtığını ve en önemli iletişimin ilgiden geçtiğini biliyorum. yine de tabiki danışıp bilgi alıyorum. ama dediğim gibi hiçkimse bir çocuğu "annesinden" daha iyi tanıyamaz ve kesinlikle her çocuğun kendine has bir karakteri vardır.

ve bunca söze uyuma seansımızla geldik. aşağıda derini uyuturken benimde içimin geçtiği (!) halimizi göreceksiniz. şimdi siz söyleyin... bu mutluluk değilse nedir???

2 yorum:

Primarima dedi ki...

BU FOTOĞRAFA NASIL HAYRANLIKLA BAKILMAZ :)
ÇOK ÇOK DOĞRU TESPİTLER VE SONUÇDA DOĞRU BİR YAZI.EN DOĞRUSUNU YAPIYORSUN MALESEF OLUR OLMAZ HER ŞEYE KARIŞILMASINDAN BENDE HOŞLANMIYORUM HER ANNENİN DOĞRULARI VE YÖNTEMLERİ FARKLIDIR, BU ÇOCUKDAN ÇOCUGA ANNEDEN ANNEYE DEĞİŞİR:)
ASLINDA DOĞRU OLAN UYUTMA ŞEKLİDE BU ŞEKİLDİR.YANİ SİZİN ŞEKİL:)

duygu dedi ki...

hımmm benim gibi bir uykusuz daha monitörün başında :)
kızlar uyudu sırada blogları gezme var dimi:)
teşekkürler yorumun için yine de belirtiyim her türlü eleştiriye açığım aslında ama dozunda olduğu sürece.
seni ilgiyle takip ediyorum sevgiler.