16 Mart 2010 Salı

ingiliz bir yaşam...

o ingilizce konuşmayı öğrenirken, ben hayatında olup bitene ingiliz kalıyorum...
birgün geliyor maraton koşucusu olmaya karar vermiş, bir gün elinde kaşıkla en sevdiği yemeğin pilav olduğunu anlamış ve pişirmeye çalışıyor...
birgün içine kaçan heykeltraş konuşuyor karşımda bıdı bıdı,
birgün oval balık avlamaya giden bir balıkçı... balığın oval olması önemli bir detay... çünkü o gün kreşte o şekli öğrenmişler. hay ben böyle müfredata... diyorum içten içe...
saçma sapan sözler doluyor kafamın içine gün biterken...
o ne ara öğrendi fuşya rengini bilmeden, evde fuşya renginde bir ŞEY arıyoruz. ah birde ne aradığımızı unutmasak...

bu akşam beni karşıladığı şarkıyı hayatım boyunca unutmam mümkün değil...
umarım orjinal halini değil de hep bu sözleri hatırlarım...
van mini fingır, van mini fingır, tap tap tap...
pontondu seelin, pontondu fulur, mınımını (burda iyice uyduruyor) onyor moot...

aslında söylemek istediği,
one little finger, one little finger, tap tap tap...
point on the ceiling, point on the floor, put it on your mouth...
çocuk sitelerini daha önce 10-100-1000 milyon kez izleyip, şarkıları dinlemesem neden bahsettiğini anlamam mümkün değil... birde beste var ki kulaklara zarar...
ve yine bu akşam kağıt elinde, ingilizce kare çizmiş bana... sen hayatında hiç ingilizce kare gördün mü? belki zilyon kez ingilizce "kare" diyebilirsin, duyabilirsin ama asla ve asla bu şekli ingilizce çizemezsin...
hatırlıyormusun ilk günlerde ingilizce dersine girmeyi reddetmiş, bana "bizim ingilizce öğretmenimiz gelmiyor" diye yalan uydurmuştu... şimdi sanırsın ki okulda sadece ingilizce eğitim görüyorlar...
gutyornink, yello, yor aaay kahverengi (!)...
bu uyduruk kelimeleri anlamaya çalışmadan önce
fuşya bir "şey" bulmalıyım ve mümkünse Türkçe...
ingiliz bir yaşam oldu bizimki... takılmıyorum bile... nasılsa benim gibi çabucak sıkılacak bu yarı uyduruk cümlelerden, o zamanda belki anası gibi italyanca, ispanyolca gibi akdeniz dillerine sarar... kavga eder gibi konuşmaya çalışırız...
ama şimdi modaya uyarak veda etmeliyim, ingilizce bilmeden hepinizi I LOVE YOU! :)

14 yorum:

Aylin TÜRKŞEN AYSEL dedi ki...

İşte ben bu bakış açısına bayılıyorum: ingilizce kare :)
"Dünyanın ışıkları nereden açılır kapanır" vardı bir de. İşyerindeki arkadaşlarla kaç gün düşündük durduk da yanıtını bulamadık ya.

Cocukla Cocuk dedi ki...

ay nasıl muhteşem bir uydurma onlar. Aynı bizim kızın uydurmalarına benziyor. Bir de bir kelimenin telafuzunu kafasına göre yapıp, doğrusunu söyleyince hayır öyle değil demeler yok mu?

Zeynep'in Evi dedi ki...

one mini fingır'a çok güldüm duygu..onların ağzında çıkınca şarkılar daha çok anlam kazanıyor bence:)

fatoş dedi ki...

zilli senin bu kızın zilli! yesinler karesini, ovalini, herşeyini. mıncıkladım onu

ceydabural dedi ki...

ikinizede Ilove you baby :) benden de :D

nehircce dedi ki...

:)))) çok keyifli seni okumak biliyo musun iyi ki varsın :)) Derin in ingilizce karesi de mükemmel olmuş :) kendi de çok tatlı, o saçlar öyle şirin ki..öpüyorum sizi

nohut oda dedi ki...

bende anlayamıyorum nasıl bu kadar sevebildiklerini ingilizceyi..
bizimkinin kafası iyice çorba ..
sana ingilizce dua okuyimmiiii diyor geçen..
yok kalsın anneciğim şimdilik:)))

Yazgüneşi dedi ki...

ehe he
çok eğleceli
şarkıya çok güldüm
bizde de
hepi pörtlek suyu
vardı geçen yıl
hepi pörtlek suyu mu ne?
ne olacak
doğum günü şarkısı
happy birthday to youuuu
diye bilinir
nck
yannışş
hepi pörtlek suyu o
ehühehe

TUĞBA'NIN DÜNYASI dedi ki...

Canım merhaba;
senin bu bıcırık kızın çok tatlı maşallah. ingilizce öğrenmeleri çocukların harika oluyor.ilk zamanlar sürekli yeni öğrendikleri kelimeleri kullanıyorlar benim yeğenim de öyleydi çok güldürürdü bizi.harika oluyorlar ya şimdi düşününce senin şirin kelebek gözümün önüne geldi de:)harika valla.ingilizce kare söylemi de süpermiş..öpüyorum onu kocaman kocaman..fransızca kelimeler italyanca kelimeler de çok yakışıyor çocukların ağızlarına:)burdaki bıcırıkları görsen bir fransızca konuşuyorlar inanamıyorum:) sevgiler

zuzuların annesi dedi ki...

Bayıldım ingiliz yaşamınıza:)

meltem dedi ki...

ay tatlım benim ne kadar özlemişim analı kızlı bu cadıları:)
ingilizce öğrenmiş:P teyzesinin güzeli..
duygucum aynen nehirde böyle biliyomusun bi de ne diyor okula gidince öğretmenine ben ingilizce biliyorum ama matematik bilmiyorum onun için geldim dicekmiş puahahaha
uydurmasyon süper:))
hangi okula gidiyor bi fikir var bana
canım ben de nehirde çok bunaldık artık bi an önce başlamsını istiyorum kuzumun ona da yazık bana da yazık sıkılıyor kuzum evde ben de okula gitmek istiyorum annecim diyo:((

eeee siz neler yaptınız ben yokken accık anlatsana canım sen ben den adres istemiştin ben veremedim bi türlü:(

ÇitLemBik dedi ki...

yaaa ama ama ama. ben de telaş yaptım neden yazı eklemiyolar diye. meğersem büssürü eklenmiş bile. sanırım blogumda problem var çünkü yeni yazılarınızın bildirimini alamadım. neyse eklemişsiniz ya yeter :)

duygu dedi ki...

-aylincim...
dünyanın ışıkları konusunu çözdük biz analtırız bir ara... güneşmiş o biliyormusun :)

-çocuklaçocuk,
evet aynen... onun dediği doğru oluyor herzaman :) nasıl işse bu :)

-zeynepcim,
birde duysan uydurmaları atmaları tutmaları...

-fatoşcum,
ne zaman yiyiceksin yavvvv???

-ceydacım,
me tooo... very much :)

-nehircce,
çok teşekkürler... aynı zevki bende seni okurken alıyorum...

-nohutoda,
ingilizce dua mı bak bu çok ilgniçmiş yavvv bana öğretsin :)

-yazgüneşim,
hep yanlış biliyorsun işte capon balığına kulak ver öğretsin sana en aksansızından :)

-tuğbacım,
dimi yaa o minicik ağızlarıyla şakıyorlar.. insanın içine sokası geliyor...

-zuzuların annesi,
bizde alıştık da bayılıyoruz şimdi :)

-meltemcim,
sen kara listedesin artık :( adres istiyorum adresss... aldıklarım olmayacak senin cüceye ona üzülücem yani...

-çitlembik,
amanın deme yavvv... sorun görünmüyor ama bakıcam yinede...

GeCe dedi ki...

gutyornike ve ingilizce kareye çok gldüm ya süpersin deriiiin varya hayatımda kimsenin hayranı olmadım galiba derinin fanı olacağım