bir fotoğraf makinesi objektifine dönüktür yüzüm her daim, 32 dişimle beraber...
ve bir çizgi film takılırsa gözüme, ağzım açık mel mel bakarım ekrana, kahkahalarla...
tüm reklam müzikleri hep aklımdadır, markette içimden mırıldanarak yaparım alışverişimi.... (kirlenmek güzeldir... favorim)
boş bir kağıt parçasının tamamlayanıdır suluboya... ve alacalı renkler en çok benim elime yakışır...
dağınık yatak, oyuncaklı bir oda benim favori mekanımdır... nefes aldığımı hissederim... yaşanmışlık kokar orası buram buram... az önce oynayan bir çocuğun kahkahası kalmıştır o odada, nefesi sinmiştir yatak çarşafına...
seviyorum ben düzensizliğimin içindeki düzenimi... yoksa anneme nasıl açıklarım evimin son 1 haftadır mevcut halini :)
işe başladım ve zaman yönetiminden sınıfta kaldım... baksana buraya bile ne kadar az uğrar oldum, ne az yazar ama ne çok yaşar oldum herşeyi...
sana söylemedim dimi pazar günü gittiğim eğitim seminerini ve ilk veli toplantımda aldığım övgüleri... söylemiyim şimdilik... hoşlanmıyorum bana bunu dediler, şunu anlattılar falanı ama sen bil ki ben çok mutluyum...
sana söylemedim dimi pazar günü gittiğim eğitim seminerini ve ilk veli toplantımda aldığım övgüleri... söylemiyim şimdilik... hoşlanmıyorum bana bunu dediler, şunu anlattılar falanı ama sen bil ki ben çok mutluyum...
yaşarken sıkıntı verenler, duyduklarım karşısında eriyip gitti diyim sen anla...
bizim mercimek büyüyor...
ben şimdi iyiki diyorum, iyiki biraz daha dağınık bir evde yaşayıp, çokça oyun oynamışım onunla, hep gezmiş, hep konuşmuşum, anlatmış, öğretmeye çalışmışım...
bizim yaptığımız, resimleri çizgilerden taşırmadan boyamak değil, boyanın içine dalıp hayalimizi resmetmekti... ve inan çok işe yaradı...
işte ben bu zamanlarda hiç büyümedim... hayatı sıfırladım kızımın doğumuyla diyorum ya hep, şimdi biz 3 yaş+2,5 ay olduk... off yatcaz kalkcaz sabah olucak dediğimiz günlerin en şükellaaasındayız... ve hayat bize güzel...
bugün dünya kadınlar günüymüş... ben 23 nisan havasındayım oysaki..
not: fotoğraflar, kilo almayan bedene inat çırpı gibi uzayan bacaklar için bulduğum zihni sinir projem... birde yoğurt kovası biriktirsem iyice babanneme benziycem... :)
11 yorum:
harika yapmışsın..bızde sadece bacaklar uzamıyor ama :))
Büyümemek bence en güzeli.
Bir pıtırıcıkla beraber 2,3,4 olmak onun gözünden bakabilmek.En güzeli hep çocuk gözüyle bakabilseydik düşünsene dünyada hiç kötülük kalmazdı,dünya en güzel renklerini yaşardı..
Ben de büyümedim, oyuncak ayılarımı seninle paylaşabilirim
Duygu' cugum, isin hayirli olsun. Hem bol kazancli hem de keyifli olsun mumkunse!
Pantalon procen supermis, erkek cocuklar icin olan bir sey gelirse aklina... Bir de kot' lar dizlerinden gidiveriyor eskiyemeden! Ama o hallerini cok seviyorum, cok oynamis, cok kosmus ve dusmus cocuk... mutlu cocuk...
Operim, coktandir yazamamistim sana iki satir... Aklimdasin.
ben de dağınıklığı seven modelim
ya da tembelliği "dağınıklığı seviyorum ben" lerin arkasına gizleyen
amaaan neyse ne
büyümemek çocuk kalmak güzel
ben
karar veremiyorum
bazen elinde lolipop minik bir kız çocuğu iken
bazen 1000 yaşında hissediyorum
peeeh
hayat işte
sevgiyle......
hahaha yerim ben o mercimeği maşallah boy atmış :) ne güzel kalbin yüreğin hep 23 nisan çocukları gibi olsun canım benim
ikinizide öpüyorum :)
inşallah daha çoookkkk gururlanacağın günler olacak bu çırpı bacaklı mercimekle. projene bayıldım süpermiş, kovaları ben getiririm sen uğraşma :)))
Ya iyi ki keşfetmişim seni Duygu... Nasıl keyifle okuyorum biliyor musun:) Ve zihni sinir projene kelimenin tam anlamıyla bayıldım:)
Ben de seninle aynı düşünceye sahibim..Ev dağılır ,toplanır bir şekilde..Yeter ki çocuğunla iyi vakit geçirebil..İyik iyapmışsın arkadaşım...
Sevgiler
Pınar
Canım bende bir mimin var :))
mum gibi bir ev ama birbirinden uzak kalmış anne çocuk mu, dağınık bir ev ama böyle bir ilşki mi zaman geri gelmiyor sen en iyisini yapıyorsun
Yorum Gönder