7 Eylül 2009 Pazartesi

kızılderiliyi dinliyorum, algılarım kapalı...

demiş ya kızılderililer,
"komşun hakkında hüküm vermeden önce, iki ay onun makosenleriyle yürü"

bu söze kulak kabartıp, bu ağlama duvarını terketmeye karar vermiştim ki;
kolayıma gelen taraf, sözün mecaz kısmı oldu...

komşumu ( komşum=kızım) anlamak değil de, makosenler...

makosen???
bundan bişi çıkmalı... ama ne???

düşün...
düşün...
düşün...

bingooo...


kafamda uçuşan periler fısıldadı, bende aldım elime, kumaşı, makası; kestim, diktim...
sanırım attığım her ilmekte, aklımdaki kötü düşünceler de düğümlendi...
artık daha iyiyim...

ve bunları ayağına geçiren Derin'de öyle...
ağlama duvarı yıkıldı, şimdi koca bir sevgi ormanım var...
yine ve yeniden...

3 yorum:

serrose dedi ki...

Ellerine saglik keske biraz yetenekli olsaydim ben de :(
kafam doluyken daha bir beceriksiz oluyorum ben :(

Bir Yastıkta dedi ki...

nasılda yakışmış minik ayaklarına bir tasarıma böyle bir yazıyla başlaman ise olağanüstü yaratıcı GeCe

duygu dedi ki...

serrosemm,
senin yeteneğin o güzel kalbin bence tatlım...

-bir yastıkta,
çoook teşekkürler yaahu utandım bak şimdi.