25 Eylül 2011 Pazar

hamur biçimlendi, ben dağıldım.

Anladım ki, derdimiz aktivite değil...


Biz bunları yaparken, aramızda geçen konuşmalardan keyif alıyoruz.

Ne cümleler çıkıyor gün yüzüne, ne "derin"den gelen sorular, düşündürüyor, can yakıyor bile bazen...


Aşk...

Birbirini çok ve hep sevmekmiş mesela, O'na göre... Nagihan ve Bulut gibi sonunda evlenirmişsin (kardeşim ve güzel eşinden bahsediyoruz)

O aşık olmak istiyormuş ama henüz olmamış, aşık olduğunu nasıl anlayacağı konusu ise,;

O'nu düşünürken kalbin hızlı hızlı atıyorsa, sen o kişiye herkesten farklı şeyler hissediyorsundur demem üzerine,

kalbim salıncakta sallanırken attığı gibi atarsa heralde aşk demektir, dimi dedi...

Kıkır kıkır gülüyoruz şimdi, lise arkadaşlarıma beğendiğim çocuğu okulun civarında gördüğüm anı anlatmam gibi, olmayan bişi için teoriler üretiyoruz.


Sonra...

Sen babanı özlüyormusun, dedi... Kağıt kesiği gibi sızladı içim...

Aşk kadar gerçek olan bir olguyu, ölümü anlatmak zordu işte.

Biri alıp göklere çıkarırken seni, biride yerlere çalıyordu acısıyla...

Anlattım... ama aşk kadar kolay olmadı tabi...

Sonra susadı ve kalktı masadan...

Ben kaldım öylece, yüreğimde esmeyen bir aşk ile içimden hala gitmemiş olan bir acıya harmanladım kendimi...

Seramik hamuru idi elimizde oynadığımız...

ama aslında avucumda sıkıp bıraktığım kalbimdi...


sonra, hamurları kuruması için bıraktık, unuttuk herşeyi ve dışarı çıktık...

Not: iyi değiliz biz bu seramik hamuru konusunda ama işte, maksat elimiz alışsın :)

Keyifli haftalar dilerim...

4 yorum:

Yazgüneşi dedi ki...

iyi olmak gerekmiyor yürekyarım
hiç bir şeyde iyi olmak şart
değil
ayakta kalmak
gerisi teferruat

ayak izleri-sevgi dedi ki...

o kadar masumca soruluyor ki sorular cevaplamamak mümkün değil.. ama henüz babasının gidişini kendine bile itiraf edememiş biri olarak diloş böyle bir soru sorduğunda ben ne yaparım inan bilmiyorum..

aysencifci dedi ki...

Kağıt kesiği o hislerimizin yanında hafif kalır... Hep bir eksiklik, hep bir yerin kesikte o kesik yerin kaşınıyormuş gibi. Hiç geçmiyor baba özlemi.. Bir şarkı bir anda dağıtıyor, minibüsteki birinin saç şekli, servisteki biriminin parmak şekli.. Hele rüyalarıma girdiği zamanlar...
Hiç toplanamayacağız sanırım. Mekanı cennet olsun babanın.

duygu dedi ki...

-yazgüneşim,
haklısın yine... çok şükür!

-sevgi,
önce acıyor baya bayaa ama sonra alışıyorsun cevaplamaya. çocuklar direkt olarak soruyor çünkü yalansız, dolambaçsız. ve sen üzülünce onalrda dağılıyorlar. normal bişi gibi -çok zor olsada- anlatmak gerekiyor işte... yapabilene!

-aysencifci,
ne doğru anlatmışsınız, gitmiyor evet. hep bir anı,bir koku kalıyor. kalsın da tabi... özlemek acı da olsa güzel yinede.
sevgilerimle...