 Hani üzerinde oturup zıplıyorsun ya, o zaman insan çok coşkulu oluyormuş, bu nedenle ismi coşku balonuymuş...
Hani üzerinde oturup zıplıyorsun ya, o zaman insan çok coşkulu oluyormuş, bu nedenle ismi coşku balonuymuş... Verdik kıza coşkuyu... Ter içinde kaldı yatana kadar balonun tepesinde zıpladı durdu...
Verdik kıza coşkuyu... Ter içinde kaldı yatana kadar balonun tepesinde zıpladı durdu... Keyifli günler efenim...
Keyifli günler efenim... Hani üzerinde oturup zıplıyorsun ya, o zaman insan çok coşkulu oluyormuş, bu nedenle ismi coşku balonuymuş...
Hani üzerinde oturup zıplıyorsun ya, o zaman insan çok coşkulu oluyormuş, bu nedenle ismi coşku balonuymuş... Verdik kıza coşkuyu... Ter içinde kaldı yatana kadar balonun tepesinde zıpladı durdu...
Verdik kıza coşkuyu... Ter içinde kaldı yatana kadar balonun tepesinde zıpladı durdu... Keyifli günler efenim...
Keyifli günler efenim...
 
  
  
  
  
  
  
 Okulunu sevdim, ki çocuk kadar ailenin de sevmesi önemli.

Derin, etütlü bir devlet okulunda okuyor. Sabah 9, akşam 17:30 saatlerinde okulda yani. Çok kararsızdım böyle bir okula vermekte ancak, kura şansımızı deneyip, yüzlerce öğrenci arasında 40 kişi arasına girince, vardır bir hikmet dedim ve yaptırdık kaydımızı... (bu kadar değil tabi, araştırma faslını geçiyorum)
Ön bahçe kadar kocaman bir arka bahçesi de var okulun, içinde küçük bir parkın olduğu... Bu önemli bir detaydı, kız vuruldu resmen...Bende okul sonrası hala bitmeyen enerjisini tüketmek üzere gittiği parkta, onu banklarda oturup beklerken, ayaklarımı gıdıklayan kuru yapraklara...
 
  
  
 
 
 Biliyorum çok karışık bir yazı oldu. ama bu kadar detayı biraraya toplayacak uygun bir kompozisyon bulamadım :)
ve ayrıca, bir ayakkabının fotoğrafını çekip, buraya koyduğum için kendimi de tebrik ederim. çekinme söyle, buldumcuk olmuş bu de :)
 
  
  
  
  
 