*kimileri dans ediyor, kimi bir puzzle'ı tamamlamaya çalışıyor, eli çenesinde dalgın belki...
*kimi sokakta çöpleri karıştırıyor, evde bir kuru ekmekle ziyafet çekmesi için çocuklarının...
*kimi bir yoğun bakım odasında, hayatla tek bağı olan o nefesini sunarak ailesine, yaşadığını müjdeliyordur,
*kimi sevgilisinden gelecek mesajı beklerken, telefonunu ağzına sokacak kadar heyecan içinde...
*belki biri sevgililer günü için güzellik salonunda bakım yaptırıyordur, bu esnada bir konfeksiyonda romeyözcü, işleri yetiştirme telaşında akşam yemeğini geçiştirdiği için, çay ile midesini sakinleştiriyordur...
*bazı çocuklar, ailelerini hiç tanımadan büyüdükleri, o, kendileri gibi olan bi dünya çocukla aynı yatakhanede, belki farklı ama aynı toz pembe renkte rüyalara dalmıştır, esirgendikleri o kurumda...
*bazı çocuklarda, bale dersinin yorgunluğunu, bakıcılarının bacaklarına yaptıkları masajla atarak, kuş tüyü yataklarında, yaşadıkları hayat gibi toz pembe nevresimleri içinde, ipek geceliklerine bürünüp yatıyorlardır, Fransızca masallar dinleyerek...
*kiminin tek derdi Küçük Sırlar'daki kızların oje, ruj, ince çorap rengini tartışmak, kiminin ise, ailesini masrafa sokmadan yaşadıkları şehirde bir üniversitede okumak için tüm dizilerden soyutlanmış gerçek bir hayat hikayesinin içinde..
Sen uyurken, dışarıda hiç de adil olmayan bir hayat akıyor çocuk...
ve ben bazen, herkesi, herşeyi unutarak, saçlarını tek tek örüp, kare kare fotoğraflarını çekme telaşına girebiliyorum....
aklıma geldikçe, dışarda yaşan(amaya)n hayatları düşündükçe, kendimden utanıyorum...
Sen uyurken çocuk, ben çekiyorum, vicdanımın payıma düşen azabını...
2 yorum:
ama çok masum uyuyor.Uyurken çocukalrı izlemeye doyamıyorumm...
onlar koyun koyun uyusa öışıl mışıl
biz dizdize konuşsak sabahlara değin bıcır bıcır
öyle özledim öyle özledim ki kadın....
Yorum Gönder