18 Nisan 2010 Pazar

vakit tamam...

bir kağıt kesiği gibi sızım sızım sızlarken yokluğun içimde, ben nasıl hiç olmamışsın gibi davranırım...
çünkü biliyorum ben, sen nasıl bakarsın, nasıl tuttun elimi, nasıl sevdin beni, seviştin, nasıl kokuyorsun öyle buram buram...
bildikten sonrası zor...
hiç yaşamamış olmak mı, yaşadığımı yanıma kar saymam mı şimdi gel-gitlerim bilemiyorum..
o bardağı nasıl çevirsem, hep bir yanında senin dudak izin...

oysa biz en basit matematik problemlerinde bile kesişmeyen iki kümeyiz... şimdi nedir bu olmayını oldurma telaşı...
biliyorum oysa bal gibi, ben "biraz"ım... biraz sev, biraz git, biraz sus, biraz konuş...
ama bir-az bana...
sen en çok...

sende biliyorsun ki yürek dolusu sever, ağız dolusu söylerim. bazen ağdalı gelir sana sözlerim, bazen yavan... napalım oğlum ben böyleyim.
şimdi bırakıyorum bu sevda muhasebesini... heybeme doldurdum sana dair tüm kelimelerimi, sevişlerimi, susuşlarımı...
vakit tamam... ben senden gidiyorum...
olmayana dair hayallenmelerimi, gelecek adına tüm isteklerimi, seni özleyişlerimi, gürültülü susuşlarımı, içime atışlarımı, beynimi kemiren aç kurtlarımı, çalacak olan telefonu bekleyişlerimi, Türk dil kurumuna aykırı yazdığım en arabesk cümlelerimi, okuyup kafanı çevirdiğin tüm mesajlarımı, cevapsız aramalarımı, gizlerimi(zi), yapacağım sürprizleri hepsini aldım yanıma...
ve...
gidiyorum senin hep olacağın ama varlığını asla göstermeyeceğin sensiz bir dünyaya...
gidiyorum içimde seni yarım bırakıp, tadını hiç unutmayarak...
evet gitmek zor...
ama seninle olmak daha zor...
üzgünüm kocaman sevgilim..
doyumsuzum ben...
sevgi arsızıyım...
ve maalesef,
sende bana yetecek kadar sevgi yok...
çünkü ben yaralıyım...
çünkü ben açım...
ve aslında sen tek değilsin bu dünyada...
ama ben seni sevdim...
çünkü öyle bir zamanda aldım ki seni kalbime, herşey değişecek sandım...
çünkü öyle güçlüsün gözümde...
dünya yıkılsa bana bişi olmazdı...
çünkü ihtiyacım vardı, birine en olmadık anlamları yüklemeye...
ve ben seni mi seçtim,
yoksa seni mi harcadım bilmiyorum...
sadece gidiyorum...
sana bunu bırakarak...

giderken ardında bıraktığın yıkık bir kaleyim şimdi. içimde senden kalan duygular, istenmeyen gebelik kadar panikletici...
söyle!
bu duygulardan hangi kürtaj arındırır beni...

-deneme-...

6 yorum:

fatoş dedi ki...

denemedir yazmasını bekledim altında ama ? hayır ola...

duygu dedi ki...

-fatoşum...
evet denemeydi... ekledim tatlım...

http://www.lezzetibol.com dedi ki...

Bir solukta okudum.
Kalemine, yüreğine sağlık canım
Çok öptüm

nehircce dedi ki...

Canım yüreğine sağlık,sonunu bir solukta getirdim acaba ne gizli bu yazıda diye ama sadece bir denemeymiş..Fotoğraflada çok güzel tamamlanmış bu yazı..sevgiyle.

Yazgüneşi dedi ki...

Canımın içi
yapmışsın yine yapacağını
muhtekulade diyorum
bu benim uydurmam olan tek kelimenin altında neler neler var eminim sen anlıyorsun
sevgiyle....

annesiningülü dedi ki...

ne güçlü bir kalemin var, nasıl böyle etkileyici yazabiliyorsun?
denemende kendimdende izler buldum :(