16 Ocak 2009 Cuma

bazen ben...

bencilim...
kızımın herkesten, herşeyden çok beni sevmesini arzulayan bir bencil.
ilgi şımarığıyım...
hani öyle hastalanınca üzerine titrenilen, elini soğuk sudan sıcak suya sokmayan ilgilerden değil... sadece hiçbişi yokken kızımın yanıma gelip "annecim" demesinden havalara uçacak kadar ilgi şımarığıyım. hemen arkasını dönüp gidecek bile olsa sadece beni merak edip yanıma gelmesi bile benimle ilgilendiğini gösterir yaa işte ben bu anlar için ölüp biten bir anneyim.
sevgi arsızıyım...
gün içinde belki 100 kez söylense de 101'in hatrı kalır göstersin, anlatsın, söylesin diyecek kadar sevgi arsızı... kızım uyurken sarılmaz, uyanınca seslenmezse kendimi kötü hissedecek kadar hemde...
iflah olmaz sırnaşığım...
elimde olsa göğsüme yapıştırıp hiç kucağımdan indirmeyecek kadar sırnaşığım kızıma... yanakları sarkacak kadar öpsem, gözleri pörtleyecek kadar sarsam sıkı sıkı onu...

sağlıklı bir kişilik profili değil belki bu yazdıklarım ama zaman zaman böyle olabiliyorum ben. kızım söz konusu olunca dünya duruyor. bu yazdıklarımdan sonra onu cam fanusta büyüttüğümü falan düşünmeyin sakın. aksine çok özgür ruhum aslında. düşmesin diye evin her tarafına minder döşeyen değil, minderlerin tepesinde zıpzıp zıplayan, düştüğünde kanayan dizlerini görüp kafayı yemek yerine, sakince yarasını temizleyip oynamaya devam etmeyi teşvik eden bir anneyim.

ama bunları yazmasaydım eğer...
kızımın babasının sırtına çıkıp atçılık oynarken yere düştüğünde hemen koşa koşa yanıma gelmesinden duyduğum mutluluğu açıklamam hem zor olur hemde eşime ayıp olurdu... gerçi ben bunları eşim anlasın diye yazmadım zira o bilir benim sevgi konusundaki doyumsuzluğumu ama sizler yanlış anlamayın....
yada...
kızımın gece vakti uyanıp yanımıza gelmek istemesi ve benim genelde alışmaması için karşı çıkmama rağmen bu sabaha karşı uyandığında yanımıza aldığımda uyku esnasında sırtı bana dönük olsa bile elini arkaya uzatıp beni tutması karşısında yaşadığım sinsi sevinç başka nasıl açıklanabilirdi...
derin söz konusu ise benim duygularımı sadece "çok" kelimesi açıklayabilir. ÇOK... herşey çok... kıskançlıkta... evet bazen babasını bile...

4 yorum:

Adsız dedi ki...

yorulmak bilmeyen bir kız, onun iyiliği için hep fedakarlık yapan bir anne... bazen hanginiz çocuk karıştırsam da, her günümü güzelleştiren dünyamsınız benim. "anne" olabilmek ne zormuş diye gözlemlerken yorulan ben, aranızdaki duygusal bağın kutsallığı içinde kendimi kaybediyorum çoğu zaman...
teşekkür ederim güzel eşime, hayat arkadaşıma.. yoksa büyük kızıma mı demeliydim?

duygu dedi ki...

çok duygulandım.... iyiki varsın hayat arkadaşım, dert ortağım, diğer yarım...

Adsız dedi ki...

İnsan çocuğunun sizin yerinize kimseyi koyamadığı anları yaşayınca,tatlı bir gurura kapılıyor.Kendini çok özel,önemli ve yeri doldurulamaz hissediyor.Dün kayınvalidemdeyken,kapının önüne birşey bırakmak için çıktım.Kızım arkamdan çığlık çığlığa "anne" diye bağırdı.Gizliden gülümsedim:)Bunu anca anneler anlar:))ŞAHANE

duygu dedi ki...

evet şahane kesinlikle anneler anlar bunu... bazen çok bencil olduğumu düşünüyorum ama yok yok çevremdeki birçok insanda grüyorum bunu. her nekadar "ahh hiç tepemden inmiyo bana çok bağlı" diye yakınsalarda aslında buna içten içe sevindiklerini gözlerinden anlayabiliyorum.
sizinkide güzel olmuş. benim kızımın annanesinde pek aramıyor beni :( ananeye çok düşkün.
sevgilerimle...