18 Eylül 2008 Perşembe

kızımın içinde alien var...


şiddetli bir mide ağrısı, gözden damla damla akan uyku ve Derin'in bitmek bilmeyen kahvaltı işkencesi... güne harika bir başlangıç değil mi? öğle sonrasına kadar devam etti bu durum. nasıl dayandım, ne yaptım sormayın çünkü hatırlamıyorum. kendimi bilmeden bir günü sonlandırdım. bedenimde bu arızalar hortlamışken, değişimi yaşayan sadece ben değildim. sanırım kızım ergenlik dönemine girdi :) yada bu benim kızım değil. hani olur ya öyle arsız çocuklar sizin dediğinizin aksini yapmayı marifet sayar bide bunu yaptıktan sonra böyle göbekten rakrak diye güler,hani pek bir sevimsiz olurlar. işte o modelden şuan bizim evde 1 adet mevcut. kendisi bana bugün bu yeteneği de olduğunu sergiledi müthiş bir perfonmansla. kızıma nooldu anlamadım. gece uykusunda içine şımarık ve arsız bi çocuk girdi sanırım. sabah uyandığında önce "anneee, annecimmm ve sonrasında guyguuuu" diye seslendi. bendeki şaşkınlığı sanırım anlayabilirsiniz. yanına gidip her zamanki gibi onu mıncıkladığımda bana gittt gittt dedi, zaten uyku henüz beni terketmemişken "eee iyi madem bende yatıyım" diyip arkamı döndüğümde arkadaşım (!) bana yine seslendi "guyguuuu". sanırım bana adımla seslenmekti onu mutlu eden. nerden bilebilirdim bunun harika (!) geçecek bir günün başlangıcı olduğunu. hayırdır bakalım diyip güne başladık - aslında sadece derin güne başladı çünkü ben nedense bir türlü günü aydınlayamadım öğleye kadar. akabinde süregelen Derin'in balkona çıkıp tüm mahalleyi ayağa kaldırmak istercesine "uççaaakkkkk, yelebaaaa, yasılsınnnnn, kayanlık koookma taammaaammm mıııı? uçççaaaakkkk gülegüle, nınnnına iyi bak-kendine iyi bak demek istiyor" şeklinde çığlık kıvamında bi dolu cümle serisi döküldü ağzından. ben camlara çıkan komşulara mahçup bir ifadeyle "ehh çocuk çok sıkıldı işte " gibisinden birkaç sözcüğü gevelemekten beter ederek ağzımdan salıverdim. ama bizimkini içeri almak ne mümkün. işte o an anladım bu çocuk benim değil, hayır bu kadar zeki ve şirin olmasa diyicem ki hastanede karıştı heralde :) bu işte bir terslik var ama tam olarak neresi? büyüyor mu, şımarıyor mu iyiden iyiye? dikkat mi çekmek istiyor? bu son ihtimal kuvvetle muhtemel. çünkü benim ilgi delisi sevgi kelebeğim bugün bana seslenmesine cevap ver(e)mediğim bir an parmaklarını ağzına sokup kendini kusturmaya çalıştı. KÖTÜ!. bu hareketini kızımın bugün içine kaçan o arsız çocuğa bağlıyıp, dikkatle gözlemeye alıyorum. vukuatlar bununla da bitmiyor. hanımım bugün ne isterse üzerine onu giymek derindeydi ancak pijamalarını çıkarmadan. yani hepsini üst üste. bütün gün üzerinde pijmalarıyla yaptı o yıldıran delilikleri, sonra bizim bir şapka takıntımız var, evde de sürekli şapka takmak istiyoruz ama değişik değişik, tüm şapkalar elimizin altında olacak tabi bide ayakkabı, terlik..vs. durmadan değiştiriyoruz. allahtan şimdilik bu kadar. bunlara bide kıyafetler eklenince vay benim halime. pijamalarımızı çıkarmadan kafamıza şapkamızı takıp ayağımıza da ayakkabılarımı geçirdikten sonra neden bilinmez aklına elbise giymek geldi. (ne şom ağızlıyım dimi). ve gidip dolaptan enn yazlık elbise canhıraş çığlıklar içinde indirildi ve giyildi. tabi pijamalar çıkarılmadan.ööyle rüküş rüküş dolanıyor evde bizim kız. pembe pijamalar, pemde elbise (neyseki bu uyumlu), yeşil çorap, kırmızı ayakkabı ve kot kumaşından şapka ... tam bir renk cümbüşü. sıkıysa müdahale et. bugün kendisinin dokunulmazlığı var diyelim dedik, bugün de böyle takılsın, herkesin bazen dağıtmaya ihtiyacı olur diye düşünüp, yani bu duruma böyle bir kulp uydurup kabullendim. yarına Allah kerim.
neyse ki akşam uykusu bastırınca telkinlere açık bir şekilde itaatkar oluyor da üzerindekileri çıkarabildim. ama herbirini ayrı bir yere fırlattı :) ses çıkartmadım. nasılsa birazdan pili bitecek. ve bitti de... inanamıyorum. bedenime çöreklenen bir uyuşukluk, kulakları sağır eden bir sessizlik var evde. dinginleşiyorum yavaş yavaş, az kaldı nirvana'ya ulaşmama :) ama yoo yoo şimdi değil. ben yığılıp kalırsam kim derleyecek bu evi. biliyorsunuz evi derlenmesi ve akabinde toparlanması benim görev tanımıma giriyor diğer 36032 madde gibi. yok öyle postu sermek hemen. anne dediğin çelik gibi sağlam bünyeye sahip olmalı. ne o öyle HENÜZ 21 aylık olan bir UFAK TEFEK kız çocuğu yüzünden serilip, gevşemek.... kendime de bu gazı verdikten sonra, ifinim şimdi müsaadenizle evde izi sürülüp keşfedilip bulunacak, herbiri özenle dağıtılmış pijama (alt ve üst ayrı yerlerde tabi) çorap, elbise, ayakkabı (birkaç çift) ve şapka (o da tabi birkaç adet) var. ben sabaha ancak adam ederim bu evi. ve fırsat bulabilirsem uyumalıyım, malum kızımın içinde bu aralar bir yabancı yaşıyor, teyakkuzda olmalıyım...


not : son bir üzerini örtüp kontrol ettiğimde gördüm yüzüne yerleşen melek gülümsemesini ve hayretler içimdeyim, bugün tüm bu yazdıklarımı yaşadığım çocukla şuan yatağında döne döne ve gülümseyerek uyuyan aynı çocuk mu? haaa birde konuşuyor uykusunda "uççaaakkk güüle güüle" ...

sevgilerimle...

Hiç yorum yok: