6 Ocak 2013 Pazar

seviyorum merkez!

dışarıda martı çığlıkları, kızımın odasından gelen uyku homurtusu, annemin okuduğu kitaba eşlik eden loş ışığı ve klavyenin tıkırtısı... bak sana, huzuru tanımladım...
biraz gevşediğim doğru, henüz dokunmadığım ahududulu votka, daha masada duruşuyla çarptı beni.
sanırım mutluluk vücudumda bir yerleri uyuşturuyor.
sana yazacağım bir dünya Derin anısı var...
* ayaklarını yere vura vura kavga ediyor benimle.
* şirketin bahçesindeki çok yaramaz minnak kedimize "çizmeli" ismini taktı geçenlerde.
* gece ben uyutmamışsam O'nu, sabaha kadar kabus oluyor bana... 1000 kez uyanıp beni yanına çağırıyor. manyak mıyım neyim ama bu öyle hoşuma gidiyor ki.
* büyüdüğünde bir kızı olursa adını "Lale" koyacakmış... çocuk okumayı öğrenirken bi milyon kez yazdı ya bu ismi, sempati duydu zaar.
* çok tembel ve alabildiğine yaramaz olduğumuz bir akşam dışarıdan söylediğimiz hamburgeri, sehpaya yerleştirirken, 2 de mum koymuş... bide diyo ki; "böyle şeylere hazır olmalısın, biliyosun sürpriz yapmak benim işim"... öpsem mi yoksa içimdeki sevgi taşmasından dövsem mi bilemedim :)
* her sabah çantasına koyduğum "günün sürprizi" kartları, eve, kenarlarına Derin tarafından çizilmiş minik kalpler ile geliyor ve bazen de minik yazılar ile... bi nevi mutluluk oyunu oynuyoruz.
* jimnastik derslerine başladı tekrar... bir şans daha verelim dedik Beşiktaş'a... 3 ay önce derslere başlamış bir sınıfa dahil olma cüretini gösterdik boyumuza bakmadan. bizim kız pek bi mutlu görünüyordu derste ama eve gelince hafiften bi kıyamet kopardı "ya-pa-mı-yı-cam" şeklinde ve tepinerek. ikna etmek zor oldu ama zafer benim :)
* annem bizimle kalıyor ise, bazı geceler, koynunda yatıyorum. 50 yaşıma da gelsem, yüzümü o boyuna gömme isteğim geçmeyecek heralde. Allah başımdan eksik etmesin.
* bir müzik aleti çalmak istiyormuş ama ne olduğuna karar vermek dünyanın en zor meselesiymiş. keşke hayat bu kadar zor olmasaymış... bu kızdaki melankoli beni öldürecek!
* evin bütün işlerini ona yaptırdığım için kendimi hiç suçlu hissetmiyormuymuşum. hiç mi acımıyormuşum ona. bazen gerçekten çok zalimmişim (!)
* o hayatı boyunca hep kitap mı okuyacakmış, hiç şımarmaya hakkı yok muymuş. anneler çocuklarına böyle haksızlıklar yapmamalıymış.

amaaaaa....

O'nu okula ben götürdüğümde var ya, yüzünde akşama kadar geçmeyen bir sıcaklık oluyormuş...

diyeceğim o ki blog;
bu kız ile olan şizofren ilişkimdir, beni bu hayata sıkı sıkıya bağlayan...

5 yorum:

Cocukla Cocuk dedi ki...

Ama o kırmızı paltolu birlikte fotoğrafınız muhteşem
anne kız arasında kavgalar hep var , sürprizlerde
annelerimiz ve çocuklarımızda uzun mutlu ömürler hepimize
sevgiler

annesiningülü dedi ki...

koynumdaki minik cuce ile yaziyorum, allah bozmasin :)

meri dedi ki...

çok tatlısınız çook lütfen o minnakı döverek sever misin :)

duygu dedi ki...

-çocuklaçocuk,
çok teşekkür ederiz. kavgalıi kıyametli, öpüşüp koklaşmalı geçiyor günler. Allah hepimizin çocuğunu bağışlasın inşallah.

-baharcım,
ahh o minik cüceyi görmek için nasıl sabırsızım bilsen...

-meri,
döverek sevmek, bu kızı sevmenin şanından merak etme :)

Yazgüneşi dedi ki...

delibozuklarım :P
sever koklar sarmalarım sizi sıkıcana