4 Temmuz 2012 Çarşamba

işte böyle zamanlarda nefretsin iş hayatı!

iş çıkışı bir yere uğrayıp çok sevdiğim birine alacağım hediyenin hayalini kurarak etmiştim akşamı...
alacağım hediyeyi özenle paketleyip, içine küçük ama sevimli bir not ile göndereceğimin heyecanı pır pır etmişti kalbimi...
sonra evime gelecek ve boş evimde, bomboş gözlerle tavanı izleyecektim sessizliğe kulak verip, 
dolunaya dileklerimi gönderecek, "hiçbir şey" yapmadan, o boş anın tadını çıkaracaktım...
makyajımı bile çıkarmadan, koltukta uyuklayacaktım,
o miskinliğin bile hayalini kurmuştum da;
cuma gecesi çıkacağım tatili kurban etmemek için eve gelip sabaha kadar çalışacağımı değil...
gecenin bu saatinde fonda çalan Sezen Aksu 80'ler şarkılarına en fazla bir kadeh şarap eşlik edebilirdi, klavye tıkırtısı değil...
karşımda sadece kızımın fotoğraflarıyla dolu duvar olmalıydı, bitirilecek proje değil...
eline telefonu alıp, oluşan gecikmeyi 9 köye düdük ederek çözmeye çalışan sevgili çirkef abla, senin yüzünden miskin bir gecemi harcadım...
acısını fena çıkarıcam haberin olsun!

nasılsa tatile çıkıyorum (inşallah), ya dönmek istemez ve içimdeki o sese fena halde uyarsam  :)

3 yorum:

Yazgüneşi dedi ki...

hem de ne nefret
tiksinç bööööööööööööö

ceydabural dedi ki...

acısını cıkardın mı canım?
ben cok ozledım senı mercımegını

Resimli Günce dedi ki...

Kaçasım var istanbul'dan =((( en pembeli yerlere doğruuu =(