aslında bakış açım belki de o güne anlam yüklememe sebep...
görebilmek biraz da, işaretleri...
bugün...
dışarısı kışa özenmiş bir sonbaharın etkisiyle buz kesmişken, ahmak ıslatan değil, her yeri sulusepken bir birikintiye bulamışken yağmur, telefonuma gelen bir mesaj, şirketimin girişinde her sabah aynı coşkuyla simidini satan dünyanın en mutlu simitçisinden alınan bir simit (birkaç tane fazla, ofis arkadaşlarım için), o simidi önceki akşamın özetine katık ederek yemek kıkırdayarak, işte bir günü yaşanılası kılmak için bence oldukça cömert güzellikler silsilesi...
ve birde mercimek...
çizdiği çocuk suratında kulak, burun, göz ve hatta kaş var iken, neden ağzının olmadığını sormamla aldığım cevap:
-çünkü onun konuşmasını istemiyorum...
bugün biz dünyayı nasıl görmek istiyorsak öyle görüyoruz...
canımız yağan yağmurun grisinin ahengine takılmak istiyor ve hayal gücümüz çok şükür ki hala bizim tekelimizde...
konuşmasını istemiyorsak ağız çizmeyiz, güneş herzaman sarı olacak değil ya, bugün hava kapalı ise pekala simsiyah bir güneş de olabilir, yinede ışığından bişi kaybetmez değil mi?
bayılıyorum O'nun bu,
-öyle yaptım, çünkü ben öyle olmasını istiyorum,
-çünkü ben böyle konuşmak istiyorum,
-çünkü ben bugün bunu giymek istiyorum...
ifadelerine...
ve birgün bundan şikayet edecek olursam, bu sözler aleyhime delil olarak kullanılabilir...
çünkü ben bugün buna izin veriyorum...
bugün tüm dünyayı affediyorum...
4 yorum:
Çok pozitif bir paylaşım bu içim açıldı :) o mercimeğe söyle annesi ondan çok çekecek belli ki :))öpüyorum sizi
Bak şimdi nasıl gaza geldim:)
bazen tepene cikacak istemekle.
ama gelecegi icin iyi olacak.
biliyorum.
sen...
o kadar işte
anladın biliyorum
sen işte
sadece sen
Yorum Gönder