14 Haziran 2010 Pazartesi

biraz konuşabilirmiyiz anne?

anlat bana...
nasıl başardığını, nelerden fedakarlık ettiğini ve neyi asla kaçırmadığını...

senin yapıp da benim beceremediğim ne var ki, mücadelede eksik kaldığımı hissediyorum kimi zaman...
anlat anne, içtiğin çayın soğuk oluşu seni hiç rahatsız etmedi mi?


sen de eline gazeteyi alıp okurken, tüm olan bitene şaşırdığında, aslında 2 gün öncesinin gazetesini okuduğunu anlayıp saçma sapan gülümsedin mi oturduğun koltukta...


yemek yemediğim zaman seninde iştahın gitti mi? peki nasıl ikna ettin beni o sebze yemeklerine ki bunca sağlıklıyım şimdi...


çalışmayan bir anneydin evet farkımız var ama bir çocuk daha büyüttün benimle birilikte, eşit sayılırız, peki anne, nasıl yetiştin ikimize birden de böyle sana doya doya büyüdük biz. içimde çocukluğuma dair hiçbir hayal kırıklığı kalmadı ya, peki senin hangi isteğin yarım kaldı bizi büyütürken...


hiç mi gitmedin babamla sinemaya yada tatile... neden senin olmadığın bir anı hatırlamıyorum yanımda...



söyle anne,sen hiç uykusuz kalmadın mı ki gözlerinin altında hiç çizgi yok...ben hiç hasta olmadım mı?biz hiç kudurmadık mı kardeşimle?nasıl kurdun bu dengeyi ki, böylesine sağlıklı düşünen bireyler olduk biz...

sen bana ne anlattın da, ben biliyorum paylaşmayı, koşulsuz sevgiyi, yardımı, o bardağın dolu tarafını görmeyi... ben unuttum mu söylediklerini anne? hatırlatsana...

bluzunda kocaman bir çikolata lekesiyle dolaştın mı hiç gün boyu yada koştur koştur en olmadık yerde bir tuvalet aradın mı peşimden koşup? hiç şikayet etmedin mi seni bunca yorduğuma?



bana uydurduğun şarkılar hala kulağımdayken, kızımda hatırlarmı dersin benim yaşıma geldiğinde bugün gibi hepsini? elimde pamuk şeker varken dondurma da istediğimde beni nasıl ikna ettin, bir tanesiyle yetinmek zorunda oluşuma? ben nasıl bu kadar tok gözlü oldum?



bisiklete binme yaşımın geldiğine nasıl karar verdin?peki ilk rujumu ne zaman sürdün dudağıma?kıyafet krizlerimi mesela hangi sihirle çözdün? neden kıyafet delisi bir kadın değilim ben, kombin oluşturmayı, gereksiz harcama yapmamayı bana nasıl öğrettin?


biz (kardeşim ve ben) seni böylesine oyalarken, sen hangi ara arkadaşlarına zaman ayırdın ki şimdi benden fazla arkadaşın var, hepimize nasıl yetiştin?



söyle anne,eğlenirken öğretmek nerde başladı, nasıl devam etti? birçok şeyi alabilecek durumumuz varken, sen hangi ara diktin de o kıyafetleri şımarık olmadık biz...


çok mu kitap okudun bize ki kitaplar en yakın arkadaşım şimdi?


sen öyle güzel yemekler yapmasaydın bende bu kadar mutfak heveslisi olmayacaktım, peki sende annenden mi öğrenmiştin hepsini?



hani o anne terliği denen silahın varya, nasıl acıtmıyordu canımı :) yoksa hem korkutup hemde canımı yakmamak için açıyı mı doğru ayarlıyordun bize fırlatırken?


peki o ekmek arası domatesin tadı, sen hazırladığın için mi böylesi damağımda durur hala bugün bile... bende hazırlasam kızıma vazgeçer mi makarna yeme isteğinden?


seninde uyduruk yemeklerin oldu mu, bizi yemeğe ikna etmek için. peki nasıl doğru geçiş yaptın sağlıklı olanlara ki enginarsız mesela yaşayamam diyorum?
anlat anne, yorulmadan, beni büyüttüğün gibi, bende kızımı büyütüyorum şimdi,tüm inadı, adım adım birey olmaya başlamasıyla ortaya çıkan krizleri var...


nasıl üstesinden geleceğimi anlat...



doğru yoldamıyım bilmiyorum, çoğu zaman çaresizce ağlıyorum...


bugün okulundan gelen mektubunda okumasam o gurur duymama sebep sözleri, korkup kaçıcam herşeyden...


ama demiş ya öğretmeni Derin'e hitaben,
"annene çok düşkünsün, annenle zaman geçirmek senin için ayrı bir zevk" diye.


bu küçücük cümle, aslında bütün dünyamı anlatıyor bana...



söyle anne,ben "anne" olmuşmuyum?


seni anlamışmıyım? öğrettiklerin doğru yere gitmiş mi?

çok mutluyum şimdi anne,

sende benimle gurur duyuyormusun?

9 yorum:

''AnGeL!CAbuZ'' dedi ki...

cok duygulu bir yazı olmuş yüreğinize sağlık..ne mutlu size ki çok şanslıymışsınız aynı şekilde kızınız da çok şanslı ..o kadar duyarlı bir anne oldugunuzu hissederdinizki..
birileri varken hayatta onun yoklugunu hissettiğim anlar çok oldu...ilk adımım ne zaman , ilk rujumu ne zaman sürdüm,ilk konuştugum kelime neydi..hiçbişi bilmıyorum bana kimse birşey anlatmadı ; öğrenmekte istemedim yalan geldi..ama yine de annemi cok sevdim ben, hala da çok sevıyorum....
allah bir ömür boyu mutlu mesut yaşatsın ailenizi...

http://www.lezzetibol.com dedi ki...

Müthiş canım. Gözlerim dolarak okudum yazını bir nefeste...
Kalemine yüreğine sağlık canım
sevgiler

annesiningülü dedi ki...

kesinlikle gurur duyuyordur :)
gözlerim doldu okurken
annene duyduğun gibi kızında seninle gurur duyacaktır... eminim

Sevil Şahin dedi ki...

bence harika bir annesin ...

yıldız dedi ki...

Yazdıklarını gözlerim dolu dolu okudum.Ne mutlu mercimeğinle sana.

Kısmet yoldan gelmesini sabırsızlıkla beklediğim benim ve oğluşumun başına;))

bozbek dedi ki...

ne güzel anlatmışsınız . Yüreğinize sağlık..

Eylül, dedi ki...

Şahane bi yazı olmuş. Fotoğraf mükemmel. Anne olduktan sonrada, olmadan önce de hep hayata karşı nasıl başardıklarını sorgulayacağız sanırım. O kudretli tılsımlarından sanırım babalar gününde bile annemi düşündüren şey..

eslemce dedi ki...

çok duygulu,çok içten.Yüreğine sağlık..sevgiler

kirazzade dedi ki...

Sen ne öğretmenidin? Öğretmendin dimi :)