8 Mart 2013 Cuma

metafor...

elindeki fener ile karanlık ormanda yolumuzu bulmaya çalışıyoruz...
yanımızdan geçen, kurt olduklarından şüphelendiklerimizin egzos(!) sesi ile irkiliyor ve korkmamak için İstiklal Marşını söylüyoruz...
vaktinde varamazsak eve, külkedisine dönüşme korkusu içimizde...
.......................
gerçeği biraz hayale bulayarak yaşamak kolayımıza geliyor çünkü...
bazen kaçmak gerekiyor, zaten yeterince hayal kırıklığı ve özlem içinde geçerken günler biraz Charles Perrault'a kulak vermek biraz da hak vermek istiyoruz...
hem noluyor biliyor musun o zaman,
arkasını dönüp de
-annneeee çok heyecanlıyım
demesi yüreğimi hoplatıyor...

sağ salim içeri girdiğimizde,
-anne sen normal değilsin, diyor...
-peki bu kötü birşey mi, diyorum.
-hayır ben zaten normal olmayan şeyleri çok seviyorum,  diyor.

ağzını yediğim...

normal olmayan bir not: bugün okul sonrası Derin benimle ofisteydi ve iş çıkışı Beşiktaş'a indik ofisten birkaç kişi ile... ilk kez bara girdi mercimek... sonra bunu daha çok yapmalıyız dedi...

bu gece için kulağımdaki şarkı "gözlerin doğuyor gecelerime"...
(üzgün surat)


Hiç yorum yok: