ben seni nerde bıraktım biliyormusun sevgili?
o başımı döndürdüğün gece, elimi tuttuğunda konuşurken, gözümün içine bakarken anlatırken, ben kelimeleri özenle seçip sana kendimi anlatma telaşındayken ve sen aslında beni kitap gibi okurken... o lacivert gecede bıraktım seni... orda sevdim ve öylece bıraktım. üstünden geçsede nice tartışmalar, ayrılıklar belki, doludizgin sevişmeler, sohbetler, ben seni hep o gece gibi sevdim. daha mutlu ettiğin de oldu beni, yerin dibine soktuğun da...
ama ben seni neden sevdiğimi hiç unutmadım... efsununda kayboluşumu, sen öyle içime içime bakarken, aslında söylemediklerimi de duyduğunu biliyordum ya, işte ben hep kendime bunu hatırlatıyorum...
çünkü eğer birini yargılamaya başlarsan, onu neden sevdiğini unutursun... ben seni böyle tanıdım, umarsız, vurdumduymaz, özgür... belki sende beni çeken buydu, belki ben seni böyle görmek istediğim için. kimin umurunda bunun cevabı...
sana yüklediğim anlamları, senmişsin gibi düşünmüyorum...
sonu varmış gibi düşünüp, hiç bitmeyecekmiş gibi seviyorum...
takıntılıyım evet, ama takılıp kalmıyorum yaşadıklarıma, söylediklerine... geçiyor kızgınlık, sinir bir senden geçmiyorum...
seni neden sevdiğimi hiç unutmuyorum..
çünkü sen eğer mesela seviyorsan küfür etmeyi, hızlı araba kullanmayı, yada ne bilim yüzünün mıncıklanmasından hoşlanmıyorsan, dır dır edilmesinden nefret ediyorsan ve ben bunları bilip de gelmişsem yanına, seni eleştirmek, beyaza kara çalmak gibi geliyor bana...
seni böyle kabul etmenin, dayanılmaz hafifliği bu içime dolan... çünkü eğer oklarımı saklarsam çantama, tırnaklarımı kesersem zamanında, senin vereceğin çiçekleri tutabilirim tüm yüreğimle...
bunu bil istedim sevgili...
beni neden sevdiğini unutma...
ve kollarını kavuştur ensenin altında, tadını çıkar yaşadığının...
bırak beni bir kenara... o son lafı sen söylesen de olur, telefonu da sen kapat, ne değişir. sadece uzatırsın birbirimize kavuşacağımız anın ahenginde kaybolacağımız vakti...
kimin üstte olduğunun önemi yok, ben seni seviyorsam, senin kolunun da altına girerim, lafının da...
çünkü...
ben seni neden sevdiğimi biliyorum.
vakit geçiyor, daha ne kadar coşkulu atacak bu yürek, kaç nefesim kaldı alacak bilmiyorum...
vakit yine geçiyor...
tek bir şey istiyorum,
beni neden sevdiğini hatırla...
ve
kollarını kavuştur ensenin altında, hatırladığının tadını çıkar...

not: tabiki deneme yazısı :)