ahh! nasılda severim turkuaz rengini...
biliyorum ki aynı şehirde olmasaydık da, yine "acil durumda aranacakların" başında gelecek ve yine böyle sarıp sarmalayacaktı bizi, o en içten sevgisiyle...
çünkü Derin'de artık kısmen bir abinin varlığını biliyor, onun sayesinde...
ve tıpkı benim annesine sarıldığım gibi, o da sıkı sıkı sarılıyor, arkadaş kontenjanından abisine...
iyiki geldin İstanbul'a, iyiki geldim sana...
ben senin yüzünü güldüreyim derken, sen beni öyle ters-düz ettin ki yamuğun alasıyım şimdi...
herşey çok güzel olacak, biliyorum, biliyorsun...
gezdin gördün peki ne yedin içtin diye sorarsan -ki bilmiyorum merak edermisin- ahanda şu derim sana...
spiral kesilmiş patates kızartması... ahım şahım bişi değil, şekil itibariyle merak uyandırdı bende... Derin klasik sunumdan yanaydı...
tabakta tercih etti kızartmasını... (ve evet bugün sağlıklı mönüyü pas geçtik) anne-baba aç gözlü olur, çocukta kırıta kırıta yemek yerse, onun tabağına sulanmamak olmazdı...