elele gezsek, elalemin içinde, "el ne der olmaz" dersen, el atarız bir taksiye gideriz elinin körüne... el-ayak çekilince döneriz evimize. el altından aldığım viskiyi yudumlarken atarım elimi omzuna... ellerin bomboş kalmasın, seni eller almasın, el-pençe divan olmuş sana bu yürek, gel.. elden ayaktan düşmeden. gösterelim ele-güne el mi yaman bey mi yaman...
saçma oldu biliyorum... hasta yatağımda yatmıyorken (evet hiç yat-a-madım maalesef, sürekli dolandım durdum ve tabi hem bünye hem beyin tarumar oldu) kelimeler uçuştu beynimde... birkaç gündür yazmayınca insan giriş-gelişme-sonuç kısımlarını unutabiliyor. bakınız yukarıdaki paragraf...
kelimelerim, resimlerim gitti aklımdan... sanırım virüsleri gebertmek isterken beynimin duygusal ve üretken kesimlerine de zarar verdim... bir formatlamak gerek bünyeyi de... yine buralarda olacağım ara ara... ancak saçmalamadan geri dönmeyi umuyorum...
not. haaa iyileştik yaa çok şükür. yorum yazan mail atan herkese kocaman teşekkür.... yakında yine fink atıyor olacağım ey cemaatül blog... yani umarım...
öpücük....
2 yorum:
sacmalaman bile lkeyifli
ara ara degil hep bekleriz
optum kocaman
serrosem bende hep gelmek istiyorum ancak dışgüçlerin etkisi altındayım :)
sevgiler sıcacık olsun ....
Yorum Gönder