geldi...
gelirken baharı, çiçekleri, gülücükleri de getirdi yanında...
yüzüme astı kocaman bir sevinç ve geçti karşıma eseriyle gururlandı...
hergün telefonda sordu, O'nun için ne hazırladığımı...
ama hediye almak değil, kendi yaptığım bir hediye idi istediği..
beklentisi yüksek diye, oturdum bir akşam elbise diktim O'na el dikişiyle.. birde plaj çantası, fotoğrafları aşağıda...
geldiği akşam geç geldim eve pişkin pişkin... bu ara yerlerde moralim, sıkıcı bir mevzu, çok candan biri bilet almış Sertab Erener'in Kuruçeşme Arena konserine... kafam dağılsın diye gittim. iyice çorba oldu kalbim... yinede iyi geldi bağıra bağıra şarkı söylemek...
ne diyordum... geldiğimde uyuyordu ama elbisesi koynunda :) plaj çantasını h.sonu gittiğimiz kısa tatil için doldurduk güzelce...
oynamayı özlemişim kızımla... havuzda deli gibi çırpınırken ıstakoz gibi kızarsak da, birbirimize bakıp gülüyoruz şimdi, burnumuz palyaço gibi ve onun göz çevresi yüzücü gözlüğü taktığı için beyaz kalmış :)
saçmasapan bir hale getirdik kendimizi haftasonunda :)
ne fark eder ki! kulağımda kaldı çığlıkları.
birde havuzda arkadaşına;
-benim annemin ayakları yere değiyor havuzda, o kadar büyük benim annem, kahraman gibi, dedi...
işte bu dünyaya bedeldi...
ve bu akşamın ganimeti...
suratı maymuna dönmüş bir anne :)
Mutluluklar efendim...
sevgiyle...
5 yorum:
çok kıskandım sizi:))
gozun aydin:)ne kadar beceriklisin hayran kaldim,elbiseye bayildim:)gule gule giysin kucuk hanim:)
opuyorum..
ayyy yerim ben sizi kiiiiii..
caniçlerim benim....
süper ikili iş basında:)
-domatessuyu,
kıskanma sende katıl bize :)
-tijen,
çok teşekkür ederiz. bizde seni öptük...
-yazgüneşim,
bizi ye, bizde sizi yeriz. hak geçmesin :)
-nohut oda,
öhöm öhöm çok mersi :)
Yorum Gönder